Obezite ve Kanser İlişkisi

Image

Bu gün sizlerle çok beğendiğim, Herbalife Beslenme Danışma Kurulu üyesi Prof. Banu Çaycı’nın yazmış olduğu obezite ve kanser ilişkisi başlıklı makaleyi paylaşmak istiyorum. Umarım sizler de beğenirsiniz.

Kanser, hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıdır. Çevresel edenler (kimyasal, radyasyon, virüsler gibi) ve yapısal nedenler (hormonel, bağışıklık bozuklukları, kalıtsal
mutasyonlar ve diğer genetik nedenler gibi) birlikte veya ardışık olarak mutasyonlar hücreleri etkileyerek uzun yıllar içinde kansere yol açabilirler. Beslenme alışkanlıkları da kansere neden olabilir. Kansere neden olan beslenmeyle ilgili faktörler arasında; yanlış besin seçimi, kötü beslenme, aşırı kilolu olmak ve fiziksel aktivitede yetersizlik yer alır. Erkekler açısından en yaygın türler akciğer ve mide kanseri iken, kadınlar açısından en yaygın türler meme ve rahim ağzı (serviks) kanseridir. Özellikle meme, kalın bağırsak-rektum ve kan kanseri  obez bireylerde normal ağırlıkta kilere göre daha fazla görülmektedir. Yağ tüketiminin yüksek olması obeziteye neden olmaktadır. Yağlı besinler ve bozulmuş yağ tüketimi, kanser yapıcı ve ilerletici maddelerin de alımının artmasına neden olmaktadır. Her türlü yağın fazla alınması özellikle meme, prostat, testis, rahim, yumurtalık ve kalın bağırsak-rektum kanserlerinin oluşum riskini arttırmaktadır. Kanserojen maddeler (kanser yapıcı) yağ içinde birikir ve fazla yağ alımı bu maddelerin vücuda girişini artırır. Cinsiyet hormonları yapısal olarak yağa benzerler ve yağın fazla alımı bu hormonların çalışma düzenini bozar.

Kalın bağırsak-rektum kanserlerini ilerletici safra tuzları gibi maddelerin yapımı, yağ alımı arttıkça artar. Çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin sıvı yağlar kolay okside olurlar. Oksidasyon sonucu oluşan ögeler bağışıklık hücrelerinin yıpranmasına neden olarak kanser riskini arttırır. Hayvansal proteini çok tüketen ülkelerde meme, rahim, prostat, kalın bağırsak-rektum, pankreas ve böbrek kanserleri, hayvansal proteini az tüketen ülkelere kıyasla daha fazla görülmektedir. Yağsız hayvansal protein tüketiminin kanserle ilişkili olmadığı bilinmektedir. Yağsız et, süt ve benzeri besinlerin tüketimi kanser riskini arttırmaz.

Yapılan çalışmalar; meyve, sebze, tam tahıllar, diyet lifi, bazı mikro besin ögeleri, yağlar (omega-3 yağ asitleri, özellikle omega-3/omega-6 oranı) ve fiziksel aktivite ile kanser riski arasında negatif bir ilişki olduğunu göstermiştir. Toplam yağ alımı, doymuş yağlar, obezite, beden kitle indeksi, gıda hazırlama yöntemleri (tuzlama, tütsüleme, kürleme, turşu, yüksek
sıcaklıklarda pişirme vb.) ile kanser arasında pozitif ilişki olduğu bilinmektedir.

Obezite – Prostat Kanseri

Erkeklerde abdominal obezite ve bel/kalça oranı artışının prostat kanseri için bir risk faktörü olduğu bildirilmektedir. Özellikle yayılmaya (metastaz) meyilli prostat tümörlerinde obezite bu riski arttırmaktadır. Vücut kitle indeksi ve prostat kanseri arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışma sonuçları farklı olsa da leptin hormonunun yüksekliği, insülin ve IGF-1 ( insülin büyüme faktörü-1 )’in yüksek olması hastalık riskini arttırmaktadır.

Obezite – Meme Kanseri

Meme kanserinin, abdominal obeziteyle yakın bağlantısı olduğu bildirilmektedir. Abdominal (karın) ve kalça bölgesindeki yağ dokusu arttıkça, kanser riski de artmaktadır. Bu etki, kadının menapoz dönemi ile bağlantılıdır. Menapozdaki kadının kansere yakalanma olasılığı az olmakla birlikte, menapoz sonrası şişman kadınlarda risk yükselir. Menapoz öncesi gerekli olan östrojen, artan yağ dokusu tarafından üretilir. Östrojene hassas
dokular ve şişmanlık bu hormonun salınımını uyarır. Bu da tümörün büyümesine neden olur. Meme kanseri ile obezite arasındaki bir diğer ilişki de, obez bireylerde tümörün daha geç aşamada fark edilmesidir. Bunda Vücut Kitle İndeksi’ndeki yüksekliğin önemli bir faktör olduğu bildirilmektedir. Öte yandan vücutta yağ dağılımı da meme kanser riskini etkiler.

Obezite – Rahim (Uterus) Kanseri

Obezite, endometriyum (rahmin iç yüzeyini oluşturan doku) kanseri ile ilişkili bulunmuştur. Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte şişmanlarda yüksek östrojen ve insülin düzeyinin buna sebep olabileceği belirtilmiştir. Yağ dokusu hücrelerinde östrojen üretiminin artması endometriyal kanser riskinin obez kadınlardaki artış nedenine yönelik
açıklamalardan biridir. Endometriyum kanserlerinin %40’ının obezite kaynaklı olabileceği düşünülmektedir.

Obezite – Kolon Kanseri

Kolon kanseri de şişman bireylerde daha sıklıkla görülmektedir. Özellikle erkek bireylerde Vücut Kitle İndeksi’ndeki artış ile kolon kanseri arasında kadınlarda olduğundan daha kuvvetli bir ilişki saptanmıştır. Meme ve endeometriyum kanserlerinden farklı olarak kadınlarda, östrojen hormonunun kolon kanserine karşı koruyucu olduğu bildirilmiştir. Ancak, obezite ve östrojen arasındaki denge de kolon kanserini tetikleyebilir. Vücut
Kitle İndeksi değeri yüksek olan pre veya postmenapoz dönemindeki östrojen alan kadınlarda kolon kanseri riski artmaktadır. Vücut Kitle İndeksi değeri 30 ve Üstü olan 30-54 yaş arası bireylerde, kolon kanseri riskinin % 50 arttığı bildirilmiştir.

Bir önceki, Yaz Bitiyor, Sağlığa Dikkat başlıklı makalemiz de ilginizi çekebilir.

Bu yazı Beslenme içinde yayınlandı ve , , , , olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın